Kadın doğum uzmanı olarak bizler vakit vakit çocuk ve ergen yaş grubundaki kızlarda meydana çıkan jinekolojik problemler ile karşılaşmaktayız. Pediatrik devre (çocukluk çağı) tarif olarak süt çocukluğundan puberte (genç kızlığa geçiş) e kadar uzanan devresi ifade eder. Fakat süt çocukluğu ve yenidoğan devresininde bu başlık altında ele alınabilir.
Adolesan (ergen) devresi ise puberteden ileri devredir ve bu devresinin üst sınırı 19-20 yaşa kadar çıkarılabilir. Her devresinin kendisine has problemleri ve hastalıkları vardır.
Yenidoğan evresinde geride bıraktığımız östrojen tesiri ile vajinal salgı varlığı, memelerde tomurcuklanma ve dış genital organlarda belirginleşme olur. Bu devrede memelerden süt salgısı görülebilir, hem de gene hormonal etkilere bağlı olarak yenidoğan da vajinal kanama bile görülebilir.
Bu fizyolojik değişiklikler aşağı yukarı 3 hafta kadar vakit. Daha sonra 8 yaşına kadar zaman erken çocukluk evresin de genital organların boyutlarında görülür. 7-10 yaş seviyesinde memede belirginleşme dışında derhal hiçbir değişiklik olmaz. 10-12 yaşlarında östrojen tesiriyle rahim büyümeye başlar, dış genital bölge, ufak ve büyük dudaklar yağ depolanmasına bağlı olarak kalınlaşır. Genital bölümde kıllanma başlar ve klitoris belirginleşir.
Çoğu toplumlarda tarih yaklaşınca puberte bir tebrik vakti olarak kabul edilmiştir. Pubertedeki değişiklikler üreme devresine doğru bir geçiş göstergesidir. Yine de birtakım bireyler amacıyla psikolojik, sosyal ve kültürel amaçlar bu dönüşümü zor ve gerilim dolu bir duruma getirir. Günümüzde bundan sonra daha erken yaşta erişilmekte olan puberte bu çağdaş vakitte erken seksualite ile ahengi güçleştirmektedir. Adolesan gebelikler nisbeten yeni bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Değişikliğe uğrayan beslenme ve yaşam koşullarına bağlı olarak çağdaş yaşamdaki değişikliklar puberteyi kavramanın önemini meydana çıkarmaktadır.
Pubertede artmış hormon üretimine bağlı olarak evvelce hızlanmış büyüme, meme gelişimi (telarş) sonra genital bölge ve koltuk altı kıllanması (pubarş) en sonda ilk adet kanaması görülür (menarş). Bu vakit ortalama 4-5 sene dir. Genelde pubertenin ilk sendromu büyümedeki hızlanmadır (ortalama 9 yaş). Ve bunu meme tomurcuklanması izler. Genital bölge ve koltuk altı kıllanması meme tomurcuklanmasından sora meydana gelir (ortalama 10 yaş). İlk adet en son izlenen vakadır (ortalama 12 yaş). İlk adeti takip eden 12-18 aylık devrede adetler genelde yumurtlamasız ve düzensizdir ve bu devrede hormonal etkilere bağlı olarak anormal vajinal kanamalar meydana çıkabilir.
Kızlarda 8 yaşından evvelce sekonder seks karakterlerinin gelişmesidir. Genel olarak 10 yaş altında ilk adet kanamasının olması ve 9 yaşından evvelce kıllanmanın başlaması da erken puberte kabul edilir. Bu problem yapısal ve sebepsiz olabileceği gibi bir grup beyin hastalıklarına, böbrek üstü bezi patolojilerine, yumurtalık problemlerine da bağlı olabilir. Öncelik ile hastanın erken puberte tarifına uyup uymadığı belirlenmelidir. Çünkü erken puberte sanılarak hekime getirilen çocukların fazlası normal fizyolojik gelişim göstermektedir.
Geç Puberte
Sekonder seks karakterlerinin 13 yaş ya da ilk tanenin 17 yaşına kadar olmamasıdır. Sebep yapısal olabileceği gibi birtakım kromozomal hastalıklar, doğuştan gelen anomaliler, beyinden kaynaklı birtakım sendromlardır. Tanıda meme gelişimi, kıllanmanın derecesi, kemik yaşı, baş grafisi, hormon tahlilleri gereklidir. Geç puberte tedavisinde genelde hormon replasman tedavisi kullanılmaktadır.
Çocukluk Çağında Sık karşılaşılan Hastalıklar
Çocuklardan şikayete dair hikaye alabilmek son derece güçtür ve yaklaşırken çocuğun içerisinde olduğu fiziksel ve ruhsal yapı değişikliği göz önüne alınmalıdır. Kız çocuğunun muayenesi özel şartlarda, jinekolojik masada yapılmalıdır. Muayene amacıyla genelde yumuşak bir masada kurbağa pozisyonu tercih edilebilir. Küçük kızlarda muayene anne kucağında da yapılabilir.
Vajinal ve Dış Genital Enfeksiyonlar
Çocuklarda ve ergenlerde vajinal ve dış genital enfeksiyonlarının sebebi erişkinlerden değişiklik gösterir. Şikayet olarak genelde akıntı, kaşıntı, dış genital bölümde kızarıklık kimi vakit de vajinal kanama görülebilir. Çocuklarda görülen enfeksiyonlar genelde nonspesifiktir. Altta yatan asli vaka östrojen tesiri altında olmayan olgunlaşmamış vajina dokusundaki direncin azalmış olması ve tahriştir. Çocuğun perine bölgesinin yeteri kadar temiz tutulmaması ve buna bağlı ilerleyen irritasyon ile kaşıntı bu yangı tablosuna yol açar. Bu tablo neticesinde akıntı meydana çıkar. Çoğunlukla deterjan ve sentetik iç çamaşırlarının irritasyonları bu tip tabloya yol açar. Östrojen seviyesinin yetersiz olması ve perineye dışkı bulaşması neticesi perine hijyeni basitçe bozulabilir. Bu tür vajinitlerde anne doğrulusunda perinenin temiz tutulması ve birtakım kağıt ve pedlerle tahriş edilmemesi sağlanmalıdır.
Puberte ile beraber fizyolojik (doğal) akıntı meydana çıkar, duru ya da hafif sarı renkli ve kokusuzdur. İç çamaşırında kuruduğunda sarı bir renk alabilir, ilaveten akıntı kuruyup sertleştiğinde sürtünmeye bağlı tahrişe yol açabilir. Bu hal genelde hassas anneler doğrulusunda büyütülerek hekime bir şikayet olarak iletilebilir.
Çocuklarda görülen vajinitlerin mühim bir alanı da mikroorganizmalar doğrulusunda oluşturulur. Çocuklar burun, boğaz salgıları bulaşmış olan elleri ile genital bölge ve vajinayı basitçe enfekte edebilirler. Bu amaçla vajinit ve dış genital bölge enfeksiyonları genelde üst solunum yolları enfeksiyonlarına eşlik eder. Hem de genital bölgeye dışkı bulaşması da bu enfeksiyonları tetikler. Barsak parazitleri de (özellikle kıl kurdu) vajinite namacıyla olur, genelde rektumdan gece çıkarak yumurtalarını vajinaya yakın bir bölgeye bırakırlar. En mühim şikayet kuvvetli kaşıntıdır. Mantar enfeksiyonları genelde puberte ardından görülür, çocuklarda son derece nadirdir. Eğer çocukluk çağında görülürse bu çocuklar şeker hastalığı, bağışıklık sistemi bozuklukları tarafından araştırılmalıdır. Uzun vakit geniş spektrumlu antibiyotik kullanan çocuklarda vajina florasının bozulmasına bağlı olarak mantar enfeksiyonu görülebilir.
Ülkemizde adolesan çağda cinsel temas pek sık olmadığından cinsel yolla bulaşan hastalıklar bu devrede sık görülmemektedir. Fakat burada mühim nokta çocuk cinsel istismarı ve tecavüzüdür. Çocuk ya da ergen devrede bu enfeksiyonlarla karşılaşılırsa çocuk ve aile büyüğü kesinlikle sorgulanmalıdır.
Tüm bu enfeksiyonlarda tanı vajinal kültür ve muayene ile konur ve etkene göre tedavi planlanır. Tekrarlayan ve tedavi edilemeyen vajinal kanama ve akıntılarda vajinada turist cisim bulunma mümkünlülüğü akla gelmelidir. Çocukluk evresin de vajinada tuvalet kağıdı, çikolata kağıdı parçaları, leblebi, bilye gibi turist cisimlerle karşılaşılabilmektedir. Yabancı cisim ideal aletlerle ya da vajinaya yapılacak lavaj (yıkama) prosedürü ile çıkartılır, içerisi antiseptik solüsyonlarla yıkanır. Perineye uygulanacak östrojenli kremler turist cismin yaptığı travmaya bağlı hasarın iyileşmesini hızlandırır.