Yeni doğan bebeklerin beslenmesinde anne sütünün yeri çok önemlidir. Annenin gebelik döneminde hazırlanan meme bezleri faaliyete geçerek bebek için süt salgılamaya başlarlar. Hormonların etkisiyle gelişim gösteren meme bezlerinden süt salgılanabilmesi için prolaktin hormonuna, salgılanan sütün kanaldan atılması için de oksitosin hormonuna ihtiyaç duyulmaktadır. Doğum yapan kadının sütü doğumdan sonra 24 saat ile 72 saat arasında başlar.
Anneden gelen ilk süt bebeği enfeksiyonlara karşı koruyucu ve bağışıklık özelliği yüksek kolostrum denilen süttür. İnsan yeni doğanı tüm memelilerde kangurular hariç en zayıfı ve anneye en çok bağımlı olanıdır.
Meme anneden herhangi aktif bir uyarı almadan 4. gebelik ayından itibaren süt vermeye hazırdır. Meme başı duyu ve sinir uçları yönünden zengindir.
İnsan sütü meme bezi salgısının içeriğinde değişkenlik gösteren bir salgıdır.
Sütün içeriğindeki maddelerin çoğu birden çok role sahiptir. İnsan sütü 200’ den fazla maddenin katkısıyla oluşmaktadır, süt içeriğiyle ilgili sonuçlar verilirken süt içeriğinin emzirmenin evresi, günü, saati, beslenme süresi ne zaman örnekleme yapıldığı, annenin beslenmesi ve kişisel değişiklikler ve faktörlerden etkilenmektedir.
Sütün pompayla ya da emzirirken alınması bile farklı sonuçlar doğurabilmektedir. Süt pompalarının kullanılması sütün içeriğini etkilemektedir. Annenin diyetinin yeterli olmaması sütün içeriğinden çok miktarın azalmasıyla karşımıza çıkmaktadır. Sosyoekonomik düzeyi düşük ailelerde anne diyeti istenen vasıfta olmasa da tüm bebeklerin anne sütüyle beslenmesi tavsiye edilmektedir.
Tüm dünyada bebeklerin beslenmesinde tercih edilen anne sütüdür. Özellikle yaşamın ilk 6 ayında anne sütü ideal bir besin kaynağıdır, daha sonraki 6 ay içinde ek besinlerle birlikte emzirmeye devam edilebilir.
Emzirme süresini uzatmak ve daha uzun sürdürülmesi isteğe bağıdır. Son yüzyıldaki teknolojik gelişmeler anne sütüne oldukça yakın mamaların hazırlanmasına olanak tanımıştır. Çoğu annenin bu mamaların kullanımını uygun ve rahat bulması emziren anne sayısının tüm dünyada çok fazla azalmasına neden olmuştur. Gelişmemiş ülkelerde bu azalma bebek sağlığı açısından çok zararlı sonuçlar doğurmuştur.
Anne sütü insan türünün spesifik ihtiyaçlarını karşılayan en önemli besindir. Emzirmenin çok çeşitli yararları vardır. Bunlar;
Doğumdan sonra ne kadar erken emzirme sağlanırsa ilerde emzirme başarısı ile emzirme süresi artış gösterir.
Uzun zamandır bilindiği gibi annesinin karnının üzerine konulan sağlıklı bebekler memeyi bulup emmeye başlayabilmektedir. Ama annenin doğru emzirme tekniklerini öğrenmesi çok önemlidir.
Emzirme teknikleri üç bölümde ele alınabilir;
Daha önce hiç emzirmemiş annelere ilk emzirme denemelerinde eğitici yardım verilmelidir. Daha önce emzirmiş olanlarsa gözlenerek hata varsa düzeltilmesine çalışılmalıdır. Meme başının bebeğe verilmesinde meme başının areola denilen siyah kısmı tamamen bebeğin ağzında olmalıdır.
Beşik pozisyonu, yan yatma pozisyonu, ve futbol pozisyonu gibi pozisyonlardır. Emzirme işlemi rahat ve sakin bir ortamda yapılmalıdır. Bebeğin ısısının korunması çok önemlidir. Bazı anneler doğumdan hemen sonra doğumun etkisiyle titreme atağı geçirmektedir. Bu sırada annenin bebeğine yeterli sıcaklık veremeyeceği için ek yöntemlerle gerekli ısının sağlanması önemlidir. Anneyle bebeğin birlikteliği mümkün olduğunca erken başlamalıdır, zor doğumlar, sezaryen doğum, doğum sonrası komplikasyonlar ve preeklempsi durumlarında en kısa sürede birliktelik sağlanmalıdır.
Doğum şekillerinden kaynaklanan sorunlar emmeyi geciktirip zorlaştırsa da anneye yeterli destek verilirse aşılamayacak engeller değildir. Annenin giysileri memeyi sıkıştırmayan ve emzirme sırasında memenin ele alınmasını engellemeyecek şekilde önü açılabilir olmalıdır. Bebeğin başı asla memeye doğru itilmemelidir. Bebek emerken uyursa anne bebeği uygun şekilde memeden ayırmalıdır. Uyku sırasında emme meme başı açısından sakıncalıdır. Anne bir süre bekledikten sonra bebeği uyandırıp tekrar memeyi vermelidir. Bebeği uyandırırken battaniyenin açılması ve nazik uyarılar verilmesi yeterli olur.
Bebeğe ağrılı uyaran verilmemelidir. Bebek ilk memeyi boşaltana kadar emdikten sonra kucağa alınarak gazı çıkarılır ve uyanıksa ikinci meme verilir. Sonraki emzirmede ikinci verilen memeden başlanmalıdır. Emzirirken saat tutmak çok doğru değildir. Bebek meme başını ağzına doğru olarak alabilmişse ve emzirme sırasında ağrı duymuyorsa emzirme annenin ve bebeğin isteğine göre ayarlanabilir.
Genellikle emzirme 15 dakika civarında sürer, bebek her iki memeyi 4’ er dakika emdiğinde alabileceği maksimum sütün yaklaşık % 85’ ini almış olur. Sık sık ve az az emzirmeler süt salgısı, süt boşalması ve annenin strese girmeden emzirmeye alışması için önemlidir. Gece bebek annesinin yanında değilse uyanık olduğu zaman emzirmek için annesinin yanına getirilmesi gerekir. Emzirmenin 1,5 saatten fazla yapılması bebeğe çok yararlı olmayacaktır.
Süt vermede yetersizlik: Emziren annelerin % 15’ inde önceleri yeterli olan süt salgısında sıklıkla ilk 3 ay içinde azalma olmaktadır. Emme refleksinin yetersiz olması üretilen sütün yeterli boşalamaması sonucunu doğurur. Bu da süt üretimini azaltır. Süt üretimini artırmak için bir takım ilaçlar kullanılabilir.
Sütün baskılanması: Doğumdan sonra annelerin bir kısmında anne ya da bebek hastalığı, annenin emzirmek istememesi ya da bebek ölümlerinde süt akımını durdurmak gerekir. Doğumdan sonra kolostrum döneminin başlaması ile memede şişme ve ağrı başlamaktadır. Geçici bir süre devam eden bu olay azalarak kaybolmaktadır. Basit ağrı kesicilerin kullanılması, meme başının uyarılmasından kaçınılması, hafif sıkı bir sütyen kullanılması, meme üzerine buz uygulanması ya da çok sıkıntı olursa pompayla memelerin boşaltılması 1 hafta içerisinde süt üretiminin gerilemesini sağlamaktadır. Doğum sonrasında ilk 6 hafta içinde ani olarak süt verme kesilirse annede süt verme ateşi bulgusu ortaya çıkmaktadır. Genellikle 3-4 gün süren bu ateşi enfeksiyon ateşiyle karıştırmamak gerekir.
Doğum sonrası meme şişliği: Doğumdan sonra 2-4 günlük dönemde sık rastlanan normal bir durumdur. Meme dokusunda ödem, süt birikmesi ve damarlarda tıkanıklık vardır. Memenin şişmesi meme başının kısalmasına neden olarak emmeyi zorlaştırır. Asıl durum sütün fazla yapılması değil boşaltılmasının zorlaşmasıdır. Gece ve gündüz düzenli emzirme meme şişliğini azaltır. Bebeği günde 8-12 kez emzirmeye dikkat etmek, gece de olsa emzirme arasındaki süreyi 5 saatten fazla geçirmemek önleyici faktörlerdir. Sıcak bir duş alınması ya da sıcak kompres uygulanması süt akışını artırır. Geleneksel olarak şiş meme üzerine uygulanan soğuk lahana yapraklarının şişliği azalttığı ve süt akışını artırdığı bilinir.
Anne sütüyle bebeğe enfeksiyon geçişi: Bir enfeksiyonun anne sütüyle bebeğe geçmesinden bahsetmek için enfeksiyonun diğer yollarla anneden bebeğe geçmediğini, anne sütünde ve bebekte enfeksiyon ajanının olduğunu ya da bebekte hastalığın klinik bulgularının bulunduğunu göstermek gerekir. Ayrıca enfeksiyon yapan mikrobun doğum öncesi ya da doğum sırasında bulaşmış olacağın da düşünülmelidir. Anne Hepatit B virüsü taşıyıcısı ise doğumdan sonra bebeğe enfeksiyon bulaşma riskini azaltmak için aşı ve koruyucu bir immünglobulin yapılmalıdır. Akut Hepatit A ve B varlığında emzirme kesilmelidir. Hepatit C varlığında da bebek emzirilmemelidir.
Ağrılı meme başı: Meme başı ağrısının tedavisi meme şişliğinin düzeltilmesinden daha zordur. Doğum sonrası ilk haftada anneye emzirme desteğinin iyi yapılması bu sorunu azaltmaktadır. Emzirme tekniğine uyulmadığı takdirde bebek meme başını ve siyah bölgeyi tamamen ağzına alamadığından damaklarıyla emmeye çalışarak meme başını ezmekte ve meme başında çatlaklara ve ağrıya neden olmaktadır. Ağrılı ve çatlaklar oluşmuş meme başına iyi bir bakım yapılmalıdır. Emzirdikten sonra meme başı süt artıklarından temizlenip meme başı üzerine epitelizasyonu artırıcı kremler sürülerek kağıttan yapılmış meme pedleri konularak giysilere sürülmesi önlenmelidir. Emzirmeden önce meme başı tekrar temizlenip en az ağrılı olan memeden başlanarak emzirme yapılmalıdır.
Doğum sonrası mastit (meme enfeksiyonu): Meme enfeksiyonuna çoğunlukla bebeğin ağız florasındaki mikroplar neden olmaktadır. Süt iyi bir kültür ortamı olduğu için süt birikmesi enfeksiyon oluşumda önemli bir faktördür. Mastitte yatak istirahati, sıvı alımının artırılması ve meme başı çatlağı varsa tedavisi gerekir. Enfekte meme üzerine buz paketleri ya da sıcak kompresler konulabilir, hastaya ağrı kesici verilebilir, rahat bir sütyen giymesi tavsiye edilebilir. Bebeğe zarar vermeyecek antibiyotikler kullanılmalıdır. Ciddi ilerlemiş apselerde cerrahi yaklaşım gereklidir. Apse boşaltıldıktan sonra bebek emzirilmeye devam edilebilir.
HIV yani AIDS virüsü varlığında da emzirmenin kesilmesi faydalı olur. Süt verme döneminde ilaç kullanılmaz, ancak süt verme sırasında anne çeşitli hastalıklar nedeniyle ilaç kullanmak durumunda kalabilir. Böyle bir ilaç tedavisi bebeği iki şekilde etkiler. Birincisi kullanılan ilaç anne sütünü azaltabilir, ikincisi de kullanılan ilaç anne sütüyle bebeğe geçerek bebekte zararlı etkilere yol açabilir. Bu nedenle emziren annelerde de aynen hamilelerde olduğu gibi ilaçların bebeği etkileyebileceği mutlaka gözetilmelidir.