Cinsel İşlev Bozuklukları

Cinsel İşlev Bozuklukları

Cinsel İşlev Bozuklukları

Cinselliğin en mühim konularının başında bayan ile erkeğin cinsiyetinin belirlenmesi son senelerde kalıtsal biliminin ilerlemesi ve hormon incelemelerının vardığı yüksek seviye neticesi bundan sonra daha net olarak yapılabilmektedir.

Cinsel İşlev Bozuklukları

Cinsiyetin Belirlenmesi: İnsanın cinsiyetinin net olarak belirlenmesi amacıyla 8 seviyede saptanması gerekir. Bu saptamalar şunlardır:

  • Kalıtım – Kromozomlar,
  • Erkeğin ya da Kadının Yumurtalarının Yapısı – Hormon Bezleri,
  • Kadın ve Erkekte Tespit edilen Cinsel Hormonların O Cinse Uygun Değerlerde Olması – Endokrin sistem,
  • İç Cinsel Organların Cinse Uygun Olması,
  • Dış Cinsel Organların ve Kıllanma Gibi İkincil Cinsel Karakterlerin Yukarda ki Bulgulara Uyması,
  • Beyin Dokusunda Cinsel Merkezde Cinse Has Farklılaşmanın Oluşması,
  • Doğumda Tam Gelişmiş Olan Dış Cinsel Organlara Bakarak Saptanan Cinsiyet,
  • Kişinin Kendini Cinsel Açıdan Nasıl Gördüğü bundan sonra Cinsel Kimlik.

Bugünkü bilgilerimize göre bir şahsa sen bayansın ya da erkeksin diyebilmek amacıyla yukarda ki 8 değerlendirme bulgusunun netlikle o cinse ideal olması gerekir. İnsanın üremesi biri dişi öteki erkek 2 üreme hücresinin varlığını gerektirir. Burada değindiğimiz bütün bu ilmi açıklamalar ve faktörler içerisinde bireyin cinsiyetinin oluşmasında en mühim faktör cinsel kimliktir.

Cinsel kimlikte sarsıntılar, kuşkuler, hatalı yetiştirme ve değerlendirmeler, bireyin ruhsal dengesinde cinsel davranışlarında sapmalar ya da arızaları meydana çıkaracaktır. Ailenin ya da yakın çevrenin yetişen çocukta cinsel kimlik teşekkülünde tesiri çok büyüktür.

Bir çocuk doğunca görünen dış cinsel organlarına göre cinsiyet saptanır. Pek çok ülkede bulunduğu gibi ülkemizde takılan isimde, yatak çarşafının renginden alınan oyuncaklara kadar erkek ya da kıza yakın davranış kalıplarının desteklenmesiyle başka cinsle arasında farklar yaratılmaya başlanır.

Cinsel kimliğin özellikleri ilk evvelce 2-4 yaşları arasında yerleşir. Çocuğun dış cinsel organları yönünden cinsiyetinin netliğinde kuşku varsa derhal bu hususta uzmanlaşmış hekimlere başvurulmalıdır. Aile içerisinde anne baba arasındaki davranışların dahi çocuğun bayansı ya da erkek tipli davranışlara alışmasının namacıyla bulunduğu incelemelerde meydana çıkarılmıştır. Cinsel kimlik yönünden bireyin gelişmesinde en mühim evre buluğ çağıdır.

Ergenlik çağında kız ya da erkeğin her cinsel davranışı kendi cinsel kimliğinin bir tür sınavıdır. Bu temaslar da mühim olan bireyin dişiliğini ya da erkekliğini temasta bulunduğu kimselere ya da etrafına gösterme biçimidir. Diğer bir deyimle ne kadar dişi ya da erkek bulunduğudur. Cinsiyeti bundan ötürü cinselliği yalnızca biyolojik bir çerçeve amacıyla indirgeyerek bakmak yetersiz kalır.

Cinsellik ve cinsiyet olgusunun şahsi ve ruhsal ebatı göz önünde bulundurulmalıdır. Cinsel kimliği bireyin kendi değerlendirmesine bırakmamak büyük bir yanılgıdır. Özetleyecek olursak cinsel kimlik bir insanın kendisini erkeklik ya da bayanlıkla özdeşleşmesidir.

Cinsel İşlev Bozukluklarının Sebepleri

Cinsel fonksiyon arızalarının amaçlari üstünde son 40 sene içerisinde geniş incelemeler yapılmıştır. Bazı amaçlara ulaşılsa da bu, kişide amacıyla bu problemin aniden oluştuğunun net bir yanıtı verilememektedir. Arada sırada eşlerden birinin olumsuz ve farkında olmadan yaptığı bir davranış aniden bire kendinde ya da eşinde fonksiyonel cinsel problemin meydana çıkmasına namacıyla olmaktadır. Çoğu vakit eşler bu tür bir halun farkında bile değillerdir.

Arada sırada eşlerden birisinde başlayan bir arıza başka eşi etkilemekte, eşinde daha değişik bir cinsel fonksiyon problemin meydana çıkmasına amacıyla olmaktadır. Genelde orgazm olamama şikayeti ile gelen çiftlerle konuşma neticesinde erkekte de erken boşalma problemi bulunduğu meydana çıkmaktadır. Sorunu tedavi eder iken doğal olarak amaçları araştırılır.

Cinsel İşlev Bozukluklarının Fiziksel Sebepleri

Bu fiziksel amaçların başında genellikle bayanlardaki gebelik, doğum ve yaşlanmaya bağlı menopozla alakalı fizyolojik değişimler gelir. Burada unutmamamız gereken en mühim nokta her gebelik ve doğumda bu tür bir cinsel fonksiyon probleminin her vakit gelişmediğidir. Aynı vakitte her menopoza giren bayan da cinsel fonksiyon problemi yaşayacağı endişesinde olmamalıdır. Menopozda birtakım bayanlar gebe kalma korkusu olmadan cinsel temasa girdiği amacıyla cinsellikten eskiye göre daha çok beğeni almaktadırlar.

Bu durumların dışında trafik kazaları ve onun getirdiği kırıklar ve başka hastalıklar çoğu fiziksel rahatsızlık getirmekte ve kişide şunlara bağlı olarak cinsel fonksiyon arızaları meydana çıkmaktadır. Ülkemizde trafik kazalarının çokluğu ve bu problem oluşturması büyük faktördür. Beş sene evvelcesinin bilgilerine göre 2005 senesi ilk 6 ayında trafik kazasında yurdumuzda ölenlerin adedi 1080, yaralananların adedi ise 1000 lerle ifade ediliyor.

Birçok tecrübesiz genç bilgi eksikliğinden ne yapacağını bilemez. Bilgi çağı diye tanımladığımız bugünümüzde internet gibi olanakları da düşünecek olursak bilgiye ulaşamamak çocuksu bir davranış, bir belirsizlik gibi gelebilir. Bir türlü nelerden çekindiklerini nelerden korktuklarını kimi vakit kendileri de bilmez ve eşlerine de söyleyemezler. Cinsellikte nasıl uyarılacaklarını, nasıl uyaracaklarını ne tam bilirler ne de ne istediklerini ifade edebilirler. Bu beceriksizliğin, acizliğin altında gene hatalı yetiştirilme bulunmaktadır.

Gençleri cinsel konularda cahil denecek kadar bilgisiz bırakmakla ne amaçlanır. Bunu sağlayabilmek amacıyla yaşlıların getirdiği yasaklar, oluşturdukları tabu ve günah korkusu ile nerdeyse gençleri hadım etmenin kime ve neye yararı bulunmaktadır? Bu soruyu bir seks bilimcinin anlaması olası değil.

Cinsel fonksiyonel problemler ile gelenlerde aile baskısının olumsuz neticelere yol açtığını görüyoruz. Bu bilgisizlik sebebiyle ön sevişmenin başarısız bulunduğunu duyuyoruz. Eşlerin kendiler amacıyla yeterli bir ön sevişmeyi öğrenmesi bile çoğu problemi ortadan kaldırabiliyor.

En önemlisi cinselliğin yalnızca cinsel birleşme olmadığı, sevişmenin ne kadar mühim bulunduğu hem de yalnızken dahi uzun uzun giyinik hem de yarı giyinik sevişme onları daha seviyeli bir cinselliğe yönlendirecektir.

Konuşamama ve Etkileşim Sorunları

Cinsel fonksiyon arızalarının meydana çıkma sebebinin aşağı yukarı hepsinde konuşma, etkileşim ya da başka bir deyimle konuşamama problemleri bulunmaktadır. Eşler arasındaki başarılı ve devam ettirilebilen temaslar da her iki eşin toplumsal, fizyolojik, ruhsal ve cinsel gereksinimlerinin dengeli bir biçimde sağlanması gerekir. Cinsel fonksiyon problemi olan kimselerin kendilerinin ve eşlerinin hekime geldiklerinde çok gerilmiş oldukları görülür. Bu gerginlik problemleri konuşamamaktan, tartışamamaktan ötürü teması cinsel boyutlar dışında da zedeler.

Hastalıklar ve Cinsel İşlev Bozuklukları

Birçok bedensel hastalık cinsel fonksiyon arızalarına sebep olabilir. Bu fonksiyon arızaları kimi vakit aniden kimi vakit yavaş yavaş oluşur. Gerçek anlamda bir cinsel fonksiyon problemi yoktur ancak hastalığın getirdiği bedensel ve ruhsal problemler bir cinsel problem oluşturmaktadır. Cinsel fonksiyon problemi yaratan hastalıkların başında nörolojik hastalıklar gelir. Mesela felç hallerinde ya da omuriliğin zedelendiği iş ve trafik kazalarında çok mühim cinsel fonksiyon arızaları görülmektedir.

Kadınlarda en büyük problem cinsel birleşmeye geçse de his kaybı nedeniyle beğeni duyamamasıdır. Bu tür hastalıkların bir takımında istemsiz üst bacak kasılması birleşmeyi güçleştirir ya da birleşme hiç olmaz. Kafaya alınan vuruş neticesi kimi vakit libido azlığı görülürken, birtakım kimselerde libido yükselmesi görülebilir.

Orgazm Olamama ve Orgazm Sorunları

Her bayan her cinsel birleşmede orgazma erişiyor muyum, ulaşmıyor muyum çabasına girmiş, ulaşamayanlar uzun tedirginlik dönemi yaşamışlardır. İstatistiklerden bilindiği gibi her birleşmede orgazma ulaşan bayanların adedi azınlıktadır. Kadında orgazm olmama durumu ya da başka bir deyimle orgazm problemi ya da orgazm güçlüğünün cinsel soğukluktan değişik bir olgu bulunduğunu bundan sonra biliyoruz. Cinsel soğuklukta bayanın cinsel içgüdüsü yok gibidir. Cinsellikle alakalı davranışları itici bulur.

Orgazm güçlüğünde ise cinsel heves bulunmaktadır ve şunlar cinsel uyarılırlar, cinsel uyarılardan heyecan duyarlar. Yeterli uyarıldıkları halde zirve noktaya varmakta güçlük çekerler. Orgazm, cinsel hazzın doruğuna verdiği isimdir. Orgazm, dışkılama, idrar yapma gibi öğrenilebilen bir reflekstir.

Vajinismus

Vajinismus döl yolunun giriş kısmından itibaren 1/3’ lük bölümünü çevreleyen kasların istemsiz olarak kasılması ya da spazmıdır. Bu kasılma döl yolunun giriş bölümünün kapanmasına yol açar ve bu sayede cinsel temas engellenmiş olur. Bu olgu her yaşta bayanda görülebilir.

Vajinismus, cinsel birleşmeye karşı resmen engelleyici refleks olarak görülmektedir. Bu problemler ile gelen bayanların birtakımlarında çocukluktan bugüne kadar geçirilen vakit amacıyla sorduğumuz soru neticesi, küçük yaşlarda mastürbasyon yapar iken yakalandıklarını ve çok kuvvetli bir şekilde dayak yediklerini ifade etmektedirler.

Organsal Sebepleri Şu Şekilde Sıralayabiliriz;

İç ve dış dudakların iltihabı, bu bölümde geçirilmiş yara ve yanıklardan kalmış skar dokuları, birtakım durumlarda kızlık zarının bozulmasına bağlı duyarlılık halleri, bartholin bezi iltihap ve apseleri, vajina iltihapları, doğum yırtıkları, kötü doğum dikişi skarları, makatta çatlaklar, gelişmiş hemoroidler gibi.

Türkiye’ deki gözlemlerimize göre bizde genellikle organik ve ruhsal faktörler birbirine karışmaktadır. Vajinismus ta ruhsal faktörlerin namacıyla bulunduğu bayanların cinselliğe düşman bir etrafta cinselliğe karşı korku ve suçluluk duygularının aşılandığı bir ortamda yetiştiklerini görüyoruz. Bu bayanlar genellikle cinsel bölgelerin ellenmesiyle alakalı katı yasakların tesirindedirler.

Tedavisinde detaylı uygulamalar gördüğümüz vajinismus, tedaviye çok iyi yanıt veren fonksiyonel bir cinsel problem olarak meydana çıkmaktadır.